19 Eylül 2010 Pazar

Telefon

Küçüklükten beri telefon etmeyi pek sevmem. Bir kez arayınca da hazır aradım konuşayım bari der uzun uzun konuşurum. Zaten Deniz doğmadan öncede evi hiç aramazdım. Evi niye arayayım ki? Kadına yüz yüze söylerdim temizliği, ütüyü, yemeği yapmış yapmamış çok takmazdım ertesi gün yapar neyse der geçerdim.
Şimdi canım evde. Kalbimi bırakıyorum her evden çıkışımda, kolay mı canım oğluşum evde, denizim dünyam... Buna rağmen ilk 11 ay (ilk 6 ay annem evdeydi), öğleden sonraları sadece 1 kere aradım. Uyku saatlerinde aramak, Deniz'i uyandırmak demek olduğu için en erken saat 15.30'da aradım.  Şimdi günde 3 kere arıyorum oğlumu. Her dakka acaba uyanmışmıdır diye saatime bakıyorum. Hatta bazen erken arayıp Münevver'den laf işitiyorum, uyandırdın çocuğu diye. Ne mi değişti?? Deniz. Artık telefonları Deniz açıyor çünkü. Deniz açıyor ve "Alo" diyor. Dünyanın en güzel "alo"su... Dünyam değişiyor birden heryer pembe oluyor, bir serinlik, bir rahatlık geliyor üzerime... İnsan'ın çocuğu olduktan sonra anlıyor bir kelime bile ne çok anlam ifade ediyor insana...

Not: DVD dolar dolmaz alo kaydını facbook üzerinden sizlerle paylaşacağım.

Not2: Bu fotoğraf alakasız ama çok güzel dayanamadım. Cool Deniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder