Derya Lohusalık soruları çıkarmış beni de mimlemiş ben bu ara aşırı çalışma, Deniz'in hastalığı derken anca vakit buldum. Bu kelimenin anlamını ben Elif Şafak'ın Siyah Süt'ü ile öğrenmiştim. Vayy be demiştim ama sanırım daha ağır bir lohusalık geçirdim işte sorular ve cevapları...
1- Lohusalık denen hadise sizce tam olarak nedir?
Buhrandır içinden çıkılmaz kimsenin sizi anlamadığı, bir nevi depresyondur. Elinizde minicik bir bebek sağa sola şaşkın şaşkın bakarken, içeriden hormonlarda sizinle dalga geçer. Eliniz ayağınız kadar dilinizde dolanır. Bazen bıçak olur çevreye batarlar, bazen gözlerinizden anlamsız yaşlar boşalır. Çevrenize gelip geçici hisler beslerken kendinizden nefret edersiniz. Bebişinize bakamıyor hisedersiniz kendinizi yetersizsinizdir. En acımasız eleştirmen siz olursunuz.
2- Lohusalık içinde hormon dengesizliğini de barındıran bir şeyse neden 40 gün sürer gibi bir algı var toplumda sizce? Regl olamadığın, emzirme ile birlikte hormonların dağınık kaldığı süre boyunca sürmesi makul değil mi?
Bence o da yetmez emzirme süresince tam yerine oturamaz hormonlar emzirme, regl hepsi depreştirir hemsi azdırır durumu. 40 gün değil emzirme 2 yıl sürse etkisi azalsada devam eder.
3- Sizin lohusalığınız (Hormonal dengesizlikler ve depresif olma halini kastediyorum hep lohusa derken) ne kadar sürdü?
Hala sürüyooorrr... Ama sanırım ilk 3 ay en yoğun regl olana kadar yoğun 1 yıldan zonra çok azaldı ama dediğim gibi hala arada ağlama krizleri duygu selleri nadir de olsa devam ediyor.
4- Nasıl geçti, hep aynı şiddette miydi? Normale yavaş yavaş mı, birden mi döndünüz? Herp depresif, sinirli olacak şekilde mi etkiledi sizi, manik, aşırı enerjik anlarınız da oldu mu?
Sanırım bu sorunun cevabı yukarıda. Ama en çok kendime ve yakın çevreme takık bir dönemdi.
5- O dönem yanınızda, sizi gerçekten anlayan, destek olan eş, dost, arkadaşınız var mıydı? Yalnız mı geçirdiniz?
İlk altı ay en yoğun dönemde annem ve Remzi daha sonrasında teyzelereim yanımdaydı. Gerek bana gerekse ve özellikle Deniz'e bakmaya geldiler. Genelde anlamaya çalışsalarda arada onlarda rest çektiler. Onlar dışında pek kimseye yansıtmadım zaten.. Birde Münevver teyzemiz arada nasibini almıştır. (Deniz'in bakıcısı)
6- Eşinizle nasıl geçirdiniz bu süreci?
Remzi genelde evde müdür konumunda olduğu için o ne derse onu yaparız ama bu dönemde benim düzen takıntım yüzünden arada gerilsekte genelde anlayışla karşıladı. Keşke Deniz'i birilerine bırakıp başbaşa geçirbileceğimiz zamanlarımız olsaydı eminim o zaman hem Remzi beni daha iyi anlar hemde ben kendime zaman ayırmış olurdum ama malesef ilk dönemler Deniz'in sarılığı dolayısı ile emme problemi yüzünden daha sonraları ise Deniz'in anne bağımlısı bir uykusu olması yüzünden pek başbaşa zaman geçiremedik . Remzi baba olarak bu süreçte benden beş yıldız aldı.
Buradan bu sefer okuyan herkesi mimliyorum...
remzi karagül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
remzi karagül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
16 Ocak 2011 Pazar
Lohusalık
Etiketler:
başak karagül,
deniz karagül,
lohusalık,
remzi karagül
22 Temmuz 2010 Perşembe
Her şeyi anlıyor
Hani derler ya bebekler herşeyi anlarlarda ilk başta tepkilerini belli etmezler diye. (Aslında bunu ben şimdi uydurdum, kimsenin böyle bir şey dediği yok.)
Sanırım 6-7 aylık falandı, doktoru Yıldız Hanım'a gittiğimizde;
Biz Deniz'e kahvaltı verdik yemiyo demiştik, o da bize Deniz yemeği çok sever dedikten sonra kulağımıza;
olumsuz konuşmayın, anlıyor bebekler olumsuz konuşmaları demişti de çok inanasım gelmemişti.
Bir iki ay sonra Ankara'ya gittiğimizde ananesinin memesinden eliyle mama almaya çalıştığında epey bir şaşırmıştık.(Sadece alsa neyse bir de elinde bir şey olmadığı halde yiyormuş numarası yapma var ki oh oh oh) Kimse de kendisine böyle bir şey öğretmemişti. Kısa süreli şaşkınlığımız uzun süreli bir memeden mama alma oyununa dönüşmüştü. 2-3 ay devam ettik böyle.
Şu an tam hatırlamadığım dönemlerinde lamba, saat ve burun gördüğümüz zaman heyecanlanma ve ö ö demekle geçen hayatımız, televizyon izlemediği halde televizyonun kumandadan açıldığını öğrenmeler, bilgisayarın usb girişine flash disk takmalar gibi aktivitlerle geçerken bizde her anne baba gibi her şeyi anlıyor bu çocuk demeye başlamıştık.
Ne yazık ki "her şeyi anlıyor" geçen gün sona erdi. Ailecek küçük odadaydık, Deniz sevdiği elektronik eşyalardan biri olan printer'la oynayıp, vuuv vuuv yapıyordu. Bizde Başak'la muhabbet halindeydik. Deniz'in gün içerisinde yaptığı yaramazlıklardan ve akşam erken yatması gerektiğinden bahsediyordu Başak, bende banyo yaptırırız, yatırırız o zaman hemen dedim. Akabinde Deniz'in printer'ı bırakmasıyla odayı terk etmesi bir oldu. Bende arkasından tabi. Direkt banyoya giden Deniz efendi, duşakabini açıp bana ö ö dedi. Lan sen anneyle babayı mı dinliyorsun?
Demek ki artık çocuklar duymasın vakti gelmiş, mutfağa Başak.
Yakın zamanda gelip ben bu pantalonu giymeyeceğim, bu çorap bu tişörtle daha uyumlu değil mi derse şaşırmam, oha demem.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)