6 Temmuz 2010 Salı

Kedi-TV-Dondurma

Minik oğluşum hayata yeni başladığı için hergün yeni birşey görüyor, öğreniyor ya da yiyor. Her deneyimini izlemek ayrı keyif... Deniz biraz da mimikli bir bebek olduğu için onda yenilikler daha şaşalı oluyor. (ya da bana öyle geliyor) İlk kedi gördüğü anı unutmam eliyle kediye gel gel yapışı, ben pisi pisi diyince tekrarlamaya çalışırken bir yandan da kediye ulaşmak için olanca çabasıyla beni itişi, gözlerini kısışı hepsi gözümün önünde... En sonunda şirinliklerine dayanamayıp kediyi sevmesine izin verdim ama bir iki tüyünü elledikten sonra kuyruğunu çekti. Neyse ki kedi verdiğimiz sütü içtiği için bir taşkınlık yapmadı yoksa başımıza gelebilecekleri düşünmek bile istemiyorum. Bu kedi arkadaş ilerleyen 3-5 kez daha bizim kapıya geldi sütünü içti. Deniz'in yakın ilgisi ile şımardı. Sonraları, benle Remzi'nin de kediye ilgisi düşünülürse, her hafta sonu sitede kediler bulundu yemekler verildi Deniz'e gösterildi derken şimdi kedi manyağı bir çocuk oldu. Hatta bugün ilk kez bir çizgi film izlerken Tv'de en ilgisini çeken şey yine kedi oldu. Kedi görünce şimdilerde gözünü kısıp bir miyav demesi var ki hayatımda böyle tatlı birşey görmedim. Kedi ile ilgi maceralarımız sanırım ilerleyen günlerde de bu bloga konu olur.
Biz tekrar ilklerimize dönelim. Deniz'e TV evimizde ve nazımızın geçtiği yerlerde hiç, diğer yerlerde de kendi ilgilenmediği için izletmiyoruz ve buna özen gösteriyoruz. Geçen gün Levent Bey'le konuşurken arada çizgi film izlet tepkisini ölç diyince Deniz'e uygun bir cd alıp bugün ilk kez denedim. İlk TV'sini bugün toplam 10 dakkika olmak üzere başta TV başında, sonra benim kucağımda izledi. Müziklerini sevdi, oradaki çocuğun kedisine bayıldı. Çizgifilmin ismi Caillou galiba. Bir insanın ilk TV izlemesine şait olmak ne entersan bişey. Bi ekrana bakıyo, bi dvd playera, bi bana. Vesselam çabuk kavradı ama... Kediye yine pisi pisi müziklerde eller kıvrıldı, işte ilk 10 dakika böylece geçti.

Dünse yani 05.07 (pazartesi) akşam denize yemek yedirirken tatlı krizine girip buzdolabından kendim için bir dondurma çıkardım fakat yarısına gelmeden Deniz çığlık çığlığa dondurmayı isteyince nasıl olsa beni emiyo mikrobumuz aynı diyip dondurmayı yalattım ama yalayıp tadını alınca eline almak istedi eline alınca siz düşünün bizim pisliğimizi heryer yapış yapış ama izlemesi de bi o kadar keyifliydi. Dolayısı ile mutfağı-mama sandalyesini silerkende, ortalığı toplarkende, Denizi yıkarkende hep yüzümde aman ne keyifle yedi tebessümü vardı. Vallaha tahtası neredeyse tertemizdi ilk denemede bence bu başarı. Dondurmacı oğlum benim ağzını da şapırdattı (kime çektiyse artık :) )
İşte Deniz'in ilk dondurması ve o keyif anları.... (Ben aşağı bir video koydum. Bloga bakınca bende çıkmıyo ama ekte de var görünüyo yeniyim yardım edin sorun ne?)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder