19 Ekim 2010 Salı

Baba

Anne olmak konusunda, hamile kalmadan önce bile "ben anne olabilir miyim?" diye tereddütlerim varken baba olmak konusunda, Remzi'ye hep güvendim. Şimdi bile kendimi vasat bir anne olarak tanımlarken Remzi'yi mükemmel bir baba olarak tanımlayabilirim.

Deniz oğlan, bu satırlar sana (!), ilerde "babamla bebekken ilişkim nasıldı" dersen, bu yazıyı oku.

Remzi, Hamilelik döneminden ahçılığımdan, soförlüğüme, doktorluğumdan, spor hocalığıma hepsini üstlenmişti. Doktora her gidişimde yanımda geldi, ultrasondan oğlunu tanımaya çalıştı. Çalışmadığı zamanlarda işe bıraktı - işten aldı. Hergün ceviz,fındık, kayısı vs yani beslenme çantamı hazırladı. Deniz zeki olsun diye balıklar yaptı. Sabahları taze meyve suyumu sıktı. Mutfaktan uzunca bir süre koku nedeni ile tiksindiğimden yemekleri yaptı. Ammaaa suyum erken geldiğinde yarım saat şoktan hiçbişey yapamadı. :) O panik sözcüklerle anlatılamaz. Bu kadar tatlı bir baba adayı daha olmazdı. Ben sakince valizimi hazırlarken, söylediklerimi anlamak bir yana, el ayak karışmış şok durumunda Remzi gezindi etrafta.

İlk zamanlar biraz mesafeliydi Remzi. Korktum "aman" dedim. Deniz'in 40'ının çıktığı zamanlar bir haftasonu fena ateşlendim. Deniz inanılmaz ağlıyor, ben ateşten tir tir titriyorum, ne yapacağını şaşırdı panikten. "Önce sen, önce sen" diyip, üzerime kalın kıyafetler eldiven felan getirdi. Ben biraz ısınınca Deniz'e süt verebildim. Böylece sorunun da ilk kriz anı çözüldü. Akşamları gaz sancılarında kucağında gazını çıkarttı. Altını değiştirdi. Her haftasonu hava soğuyana kadar orman havası alsın diye onu ormanda 3-4 saat dolaştırdı uyuttu. Organik pazar alışverişlerimizi yaptı. Sonra; önce senler, kendiliğinden zamanla önce Deniz'e döndü.
Zaman geçtikçe paylaşım arttı, Deniz'de babaya daha çok bağlandı. Hem baba, hem oyun arkadaşı oldu.

Akşam koşa koşa eve gelen Remzi ellerini yıkar yıkamaz Deniz'i alıyor, Deniz yatana kadar oyunundan, masalına, yemeğinden, bezine aklınıza ne gelirse yapıyor. Ve de o kadar iyi beceriyor ki Deniz tüm gün "baba baba" diye dolaşıyor. Hiç kızmadı Deniz'e Remzi, hiç bağırmadı. Hiç sıkılmadı Deniz'den. Bunalıp yeter demedi.  Aksine hep sevdi, sevgisini gösterdi.

Bu nedenle biz her akşam camda Remzi'yi dört gözle bekliyoruz. Gelince sevinçten elimiz ayağımıza dolanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder