7 Aralık 2010 Salı

Kalabalık aile

Yazılarıma genelde ben küçükken diye başlıyorum ve yine öyle başlayacağım. Ben küçükken hep çok kalabalık olsun ev boşalmasın isterdim.
Kalabalık aileyi severim. Anneanne kavramı benim için çok farklıdır. Anne başka birşey ama anneanne demek koşulsuz her istediği yapan bir nevi melek, hatta melek benim için. Dolayısı ile her tatilde anneannem, dedem, teyzelerim, dayım yanımda olsun ya da ben mutlaka yanlarında olayım isterdim.Hala tatillerde anneanneme giderim. Anneannemin yanına gidince bu kalabalıkta bana yetmez sokaktan ne kadar arkadaşım varsa  eve toplardım. Tek torundum, 6 yıl öyle kaldım. Malesef kuzen olmadığı için genelde büyüklerle oynayan yalnız bir çocuktum. Tabii o zamanki en iyi kreşlere, anaokullarına gittim ama ne kardeş ne kuzen bilmeden okul çağına geldim. Şimdi oğluma bakıyorum,  hafta için anne, Mine ve baba ile geçerken, haftasonları kalabalık arkadaşlı ortamlara daldırıyoruz Deniz'i. Hafta içi sitedeki arkadaşları ile de oynuyor tabii.
Siteden 4-5 arkadaşı, Music Togetherdan arkadaşları, arkadaş bebişleri derken çok çocuk görüyor Deniz. Ama kuzen farklı. Deniz için değil de onlar için farklı. Çocuk duyguları, hisleri ile düşündüğünü daha çabuk faliyete geçiriyor bizlere göre. Haftasonları bir gün gittiğimiz ya da bize gelen İpek-Kerem (Deniz'in kuzenleri) çocukluktan abla-abiliğe geçiyor ve ona sahip çıkıyorlar. Çok enterasan Deniz beni öpmedi diye ağlıyor en sevdiği oyuncaklarını eline veriyorlar. Bilgisayarın başında çizgifilm izlerken ona sarılıyor, yemek yesin diye şaklabanlık yapıyorlar. Bu anlattığım çocuklar 15 yaşında değil sadece 5 yaşındalar. Koşulsuz bir sevgi ile seviyorlar Deniz'i. Tabbi onlarda çocuklar bazen ipin ucu kaçıyor ama ortamdaki duygu seline kapılmamak çoğu zaman elde olmuyor. Aynı durum bayramda Zeynep ve Hazalla da yaşandı. Deniz Hazal'a bayıldı. Hala arabada emniyet kemerini Hazal takmanı istiyor diye taktırıyorum mesela.
Bayramda bir gece bizde kalan Hazal'ı sabah Deniz gördüğünde mutluluğunu kelimelerle ifade edemem... Sevinçten eli ayağına girdi bebişimin, biz bu duyguları yaşarken Zeynep bende Denizle kalmak istiyorum diye ağlamış.

Erdem-Ayşenlere gittiğimizde de aynı olaylar yaşanıyor. Deniz'e en güzel oyuncaklar verilip en baba misafirden daha süper ağırlanıyor. Nisanla Güney Denize resim yaptırmaya, oyuncaklarını vermeye başlıyorlar.
Kan çekiyor diyorlar ya çekiyor kan gerçekten :)Aile olmak büyük aile olmak bu demek galiba...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder