29 Kasım 2010 Pazartesi

Gelişiyoruz beraberce

Deniz neredeyse 20 aylık oldu. Sürekli bir takip, koşturmaca, aman şunu yapalım buna bakalım, şunu örnek alalım, bu teknik süper durumu yaşıyorum.
Mesela Gelişim takipimizinde ilk aylarında 1 ay erken doğum olduğu için hep alt limitlerde dolaşırken kısa bir sürede boyda üst limite ulaşmıştık... Şimdi ise ortalamalara kadar düştük. Aman tanrım, anne olarak al bunu tak kafana, üzül...
Kronolojik sırayla gidersek geç döndü Deniz, ortalama emekledi ama bayağa erken yürüdü. 9 aylıktı 3-4 adım tek başına rahatlıkla atıyordu. Övündüm mutlu oldum.
Yemek konusunda hep geriydi hala geri... Artık kanamaktan kan kalmadı yarada. Bu üzüntü o kadar sarmaladıki beni, tatilde evde kalalım da oğlumuza yemek yedirelim, tatili yaşadık resmen.
Uyku derseniz ben çok sistematik davrandım hep akşam 7 de evde oldum yedirdim yıkadım uyuttum. Hep aynı saatte hep karanlıkta ve malesef memeyle.. Gündüz işe öğle uykusuna yatırmadan çıkmıyorum. Uyusunda büyüsün istiyorum...
Konuşma nasıl bişedir? nasıl başlar? çocuk ne zaman konuşur? cümle ne zaman kurar? ne yapmak lazım bunun için bilmiyorum ama bolca konuşuyoruz Denizle tek tek anlatıyoruz herşeyi elimizden geldiğince. Kitap okuyor, masallar yazıyoruz. Şu an hala cümle kuramıyor ama derdini anlatıyor, anne, baba, mine, aç, kalk, kapa, koy, ver, mama, meme, araba, bebiş, çocuk, dede, ot (otur), ayı, lale, acı, kalk, kol, ayı, arı, gel, süt, men (ben), et  hatırlayabidiğim söylediği kelimeler... Gel görki yetmiyor insana, daha çok söylesin, daha çok konuşsun istiyosun.. Oysa ki yakın çevremizdeki çocukların küçüklüklerinden hatırladığım kadarıya hiçte fena değil Deniz...
Aktivite olayına gelince işte orada zayıfız, music together olmasa yaptığımız özel birşey neredeyse hiç yok, Montessori konusunda da zayıfız henüz, Denizle beraber kutular yapalım onları ana renklere boyuyalım içine farklı şeyler yerleştireyim dedim bakın hala diyorum :) Arada beraber resim yapıyoruz işte hepsi bu...
TV hala izlemiyoruz, haftada 1-2,  yarım saat calliou izliyoruz sadece. Ben sevmiyorum televizyonu o da sevsin Televizyon delisi olsun istemiyorum. Tek iyi olduğumuz konu kitap okumak. Ben de Remzi de Hatta Mine (münevver ablaya artık mine diyoruz kısa ve öz ) sürekli kitap okuyoruz. Kitapları Deniz seçip getiriyor. Bizde bazen okuyoruz bazen resimlere göre hikaye uyduruyoruz...
Yetmiyor bunlar benim iç sesim hep "Başak daha çok etkinlik daha çok Deniz olmuyoorr" diyor. Nasıl yeticem oğluma bunuda bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder