10 Şubat 2011 Perşembe

En Hareketli Haftamız

2011 Yılı Şubat ayına o kadar hızlı girdik ki anlatamam... Devamlı bir etkinlik içindeyiz. 4 Şubatta Dayımız kız arkadaşı ile geldi. Dolayısı ile haftasonumuz full aktivite ile geçti. Cumartesi Music Togetherdan çıkan Deniz evde 2 saat uyuduktan sonra Kapalı Çarşıda aldı soluğu. Bu oğluşumun ilk kapalı çarşı gezmesiydi. Esnaftan bir ilgi sormayın. Akşamında tabii bizde hal kalmadığı için İntibada yemek molası verdik. Ben hayatımda böyle garson görmedim. Aldı Deniz'i aktılar beraber garson alemine... Bir geldi cepler şekerle dolu. Oğluşum henüz şekerle hiç tanışmadığı için cepleri doldurmuş ama nedir çözememiş. Babamız bir çeşit sakız diyince gözler parıl parıl oldu. Zira sakız hastasıyız. Neyse inanılmaz ilgi, hediyeler derken cumartesi bitti... Evde perti çıkmış Deniz hemen uyudu. Pazar günü daha enterasandı Body World'e gittik. Giderken Deniz'e uygun mu diye çok düşündüm ama bırakacak kimsemiz olmadığı ve ben meraktan öldüğüm için o da bizimle gezdi. Kucağımda Deniz beyini incelerken
Başak: Annecim bak bu beyin ne kadar cevize benziyor di mi?
Deniz: Beeyin
Başak:Evet
Deniz: Ver
Başak: Annecim veremem camın içinde
Deniz: Süs
işte o an tüm çevre koptu haliyle bende.. Bir camekanın içinde birşey gösteriyorsunuz ve onu açıklamaya çalışıyorsunuz oysaki camekanlara sadece süsler konur. İşte bu kadar. Neyseki bir at bir de zürafa da vardı da sergide rahat ettik.
Sonra İstanbul Modern'de bir deniz mahsülleri çorbası çaktık... Süper oldu.
Pazartesimiz Can ve Alena'yı yolcu ederek geçse de salı muhteşem oldu. Deniz efendi hayatında ilk kez (aslında bende) sirke gitti.. O nasıl dikkat anlatamam. Tüm hayvan gösterileri dört gözle izlendi. Her gösteri sonunda alkışlandı. Şaşırıp aaa demesi bir yana, arabayı iten papağanı görünce "benim in benim ver" diye bağırması ayrı komikti. Maymun'un etek giymesine başta çok şaşırdı. Kaplanlarda gözünü kaplanlardan ayırmadı. Sonra maymunun kız olduğunu öğrenince anlayışla karşıladı. Derken 1.5 saat geçmiş deniz ufaktan sıkılmıştı. Yine de program bitene kadar tam 2 saat evet evet 2 saat ufak tefek mırıldanmalar dışında ilgiyle izledi. Aslında doğduğundan beri hayvan sevgisi olan oğlum ilgisiyle de bu sevgiyi pekiştirdi.




Çarşamba en uzun ayrılığımızı yaşadık. 13.00'da ofise geçtim ardından 19.00'da kızlarla buluştum 22.30'da eve geldim ama Deniz uyumuştu tabii o saate. Kavuşamadık. Böylece en uzun ayrılık olarak anılarımızda yerini aldı. Yeter mi yetmez cuma akşamı Deniz evde uyurken Zülfü Livaneli konserine kaçacağız Deniz'i babaanneye bırakıp bu da yetmezmiş gibi Cumartesi-pazarda Erdem-Ayşen-Nisan-Güney dörtlüsü ile şileye tatile gideceğiz. Deniz'i bir kenara bırakın bizde son 3 yıldaki toplam aktivitelerimizden daha fazla aktivite yapıyoruz bu hafta şoktayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder